EgitimTube.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EgitimTube.Net


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
yakan531
Moderatör
Moderatör
yakan531


Zodyak Yay Mesaj Sayısı : 207
çin astrolojisi Domuz
Kayıt tarihi : 16/11/09
Yaş : 28
celebimutfak.com

Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Empty
MesajKonu: Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi)   Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Icon_minitimeSalı Şub. 16, 2010 8:00 pm

Şeytana
tapanların kapısına gelmişlerdi. Ama bunlar sadece satanistler değildi.
Onu kendileri için kılavuz görüp, onun gösterdiği yoldan giden ve
kötülükleri kendisine şeytanın
Şeytana tapanların kapısına gelmişlerdi. Ama bunlar sadece satanistler
değildi. Onu kendileri için kılavuz görüp, onun gösterdiği yoldan giden
ve kötülükleri kendisine şeytanın güzelleştirdiği kişilerdi. Kapısında
yazılı iki ayet bulunuyordu;

“Ey Âdemoğulları! Size şeytana tapmayın, çünkü o sizin apaçık bir düşmanınızdır” demedim mi?” Yasin/60

“Şeytan
hakkında şöyle yazılmıştır; Kim onu yoldaş edinirse bilsin ki şeytan
kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.” Hac/4

Ateşin
alevli kolları onları saracaktı bir ateş sarmaşığı gibi. Öfkeden
çatlayacakmışçasına hiddetli bir şekilde onları bekliyordu. Dünyadayken
Rahmanı olan Allah’ı terk ederek onu arkadaş edinenler şimdi
boyunlarını bükmüş kendileri için mukadder sonu bekliyorlardı. İşte
kapı açılmış ve içeri girmişlerdi. Büyükçe bir ateş çukuru ve onun
etrafında diz çökmüş bir vaziyette bekleyen insanlar vardı. Gözün
alamayacağı kadar uçsuz bucaksız bir çukurdu. Ancak biraz daha
yukarıdan bakıldığı zaman bu çukurlardan çok fazla olduğu
anlaşılıyordu. Her bir ateş çukuru bir topluluk için hazırlanmıştı.
Zebaniler her milletin önde gelen şeytan dostunu çağırıyor ve onu
ellerindeki çelik mızraklarla ateşe sürüklüyorlardı. O sırada
şeytanları onların yanı başında bulunuyordu. İleri gelenler şeytana
dönerek öfke dolu bakışlarla onu süzüyordu. Gözlerinden neredeyse ateş
fışkıracaktı. Ama zaten biraz sonra ateş gerçekten gözlerinden
fışkıracaktı.

Kendilerine ateş rehberliği yapan şeytanlara karşı nefret dolu gözlerle baktıktan sonra şöyle haykırıyorlardı;

-“Keşke
benimle senin aranda doğu ile batı arası kadar bir mesafe olsaydı da
seni tanımasaydım. Sen meğer ne kötü bir arkadaşmışsın” der.

Ancak şeytan da onlardan aşağı kalmıyordu. O da karşılık veriyordu;

-“Ben
sizi ne zorladım, ne de baskı yaptım. Size gelin dedim, siz de hemen
peşim sıra geldiniz. Bunda benim ne suçum var. Asıl suçlu sizsiniz!
Beni suçlamayın. Şimdi ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni
kurtarabilirsiniz. Ben daha önce beni Allah’a ortak koşmanızı da
reddetmiştim.”

Dünyada nefsin hoşuna giden hususlarda ortaklaşa
kurulan arkadaşlıklar burada düşmanlığa dönüşüyordu. Birbirini itham
ediyorlardı. Bir bir ateşe atılıyorlardı. Cehennem kucağını açmış
onları bağrına basıyordu. Allah’a isyan etmenin karşılığı ne acıydı.

Cehennemin
etrafına diz çökmüş şekilde bekleyenlerden bazıları da kendilerinden
biraz ileride gözlerine güzel görünen bir nehir fark ederler. Azabın
şiddetinden kurtulmak için hemen ona doğru koşarlar. Kendilerini
nehirin kollarına bırakırlar. Bu şekilde ateşin şiddetinden
kurtulacaklarını sanırlar. Ama birden kendilerini kızgın ateşin
kollarında bulurlar.

Dünyada güzel görünen çirkinliklerine karşı
gözleri burada şaşı olmuştu. Haykırışlar, feryatlar, figanlar ateş
çemberinde yankılanıyordu. Ama sızlanmalar bir fayda vermiyordu. Çünkü
dünyada yapılan uyarılar bir fayda vermemişti. Yanlış arkadaşlıklar,
gerçek acılar yaşatıyordu. Öylesine şiddetliydi ki, derilerinin tüm
hücreleri acıyla kıvranıyordu. “İmdaaat” sözleri beyhude
yankılanıyordu, cehennemin duvarlarında. Zebaniler ise sert
bakışlarıyla onlara kurtuluş için hiç umut vermiyorlardı. Ellerindeki
çelikten kamçılar bir inip bir kalkıyordu.Cehennemi tutuşturan tandıra
baktıkları zaman şeytanların ateş odunu olduklarını gördüler. Allah’a
karşı kibirlenmek ve isyana yönelmek, yapılan uyarıları dikkate almamak
varlığı yakıcı azabın tutuşturan odunu haline getiriyordu. İnsanlar da
onlara eşlik ediyorlardı.Kurtulmak istediklerinde başlarından aşağıya
kaynar su dökülüyordu. Öylesine sıcaktı ki başlarını deliyor,
karınlarına iniyor, oradan da ayaklarının altından dökülüyordu. Dünyada
yaşadıkları tüm şeytanlıklar şimdi kendilerine ateş olarak sunuluyordu.

İkramda
hiç kusur yoktu. Acıktıklarını söylediklerinde ise kendilerine müthiş
bir tadı olan yiyecek veriliyordu. “Zakkum” öylesine dehşet bir
yiyecekti ki yiyenlerin boğazlarını yırtıyor, sonra karnını deliyor ve
bağırsaklarını parça parça ediyordu. Bu yetmez gibi öylesine pis bir
kokusu vardı ki ateşin azabı neredeyse onun yanında sönük kalacaktı.
“Eyvahlar olsun bize eyvahlar olsun! Ne yaptık ta bu şeytanın sözlerine
uyduk. İşte şimdi ne kurtarıcımız var ne de yardımcımız” diye
pişmanlıklarını acıyla dile getiriyorlardı.

-“Ey Rabbimiz bizi
dünyaya geri döndür. Döndür de bak sana ne kadar iyi ibadet edeceğiz.
Hem de şu melun şeytana tapmayı bırak onu kendimize en büyük düşman
edineceğiz” diye bir kurtuluş yolu aramaya başladılar. Zebaniler ise bu
isteklerine;

-“Dünyada size bir uyarıcı gelmedi mi? Şeytanın,
Allah ve inananların düşmanı olduğunu söylemediler mi? O zaman hidayete
kulak vermeyenler, yine vermeyecektir. Ateşin bol olsun” diye karşılık
verirler.

İşte bir şeytan dostu dünyada sadece Allah’ın emri olduğu için örtünenleri gördüğü zaman;

-“Şunları
görmeye tahammül edemiyorum. Göz zevkimi bozuyorlar. Hele şu sakallılar
var ya onlar ruhumu daraltıyor. Onları namaz kılan sakallıları
işyerimden çıkarın. Benim mekanımda bunlar gibilerine yer yok” diyordu.

Dünyada
şeytan iyi arkadaştı. Cehennemi oyun sanıyorlardı. Kendileri gibi
çapkınların, sapıkların, isyankârların, fuhşu güzel görenlerin arasında
kalmayı, namazlı, niyazlı, örtülü, ibadetli insanların arasında olmaya
tercih ediyorlardı. Ama şimdi bu tercihlerinin yanlış olduğunun farkına
varmışlardı, ancak bu fark edişin kendilerine hiçbir faydası
dokunmuyordu. Ateşten şelalelerin süslediği duvarlar, ateş çukurları,
kaynar sular, irinli içecekler, dikenli yiyecekler dünyadan getirdiği
günahların birer parçası olarak karşısına çıkıyordu. Gassak adlı bir
pınar ise cehennemlikler için sürekli kaynayıp duruyordu. İşte şimdi
şeytan dostları her susadıklarında bu sudan içerek tüm derilerini
eriterek ateşin içine sürüklüyordu. Düşmanlığa dönen dünya
dostluklarından Allah’a sığınarak bu kapıdan da çıktılar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.egitimtube.net
[B.C.A]Mr.UniqUe
Co-Admin
Co-Admin
[B.C.A]Mr.UniqUe


Zodyak Balık Mesaj Sayısı : 113
çin astrolojisi Keçi
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 33

Cüzdan
Seviye Seviye:
Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Imgleft0/0Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Emptybarbleue  (0/0)
Altın Altın:
Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Empty
MesajKonu: Geri: Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi)   Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi) Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 12:04 pm

Paylaşım için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forum.egitimtube.net
 
Kabirde İlk Gece (Satanistlerin Ateşi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kabirde İlk Gece (İnkarcıların Cehenneme)
» Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi)
» Kabirde İlk Gece (Münafıkların Ateşteki Yüzü)
» Kabirde İlk Gece (Zalimler İçin Yaşasın Cehennem)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
EgitimTube.Net :: Genel Kültür :: Dini Bilgiler-
Buraya geçin: