EgitimTube.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EgitimTube.Net


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
yakan531
Moderatör
Moderatör
yakan531


Zodyak Yay Mesaj Sayısı : 207
çin astrolojisi Domuz
Kayıt tarihi : 16/11/09
Yaş : 28
celebimutfak.com

Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Empty
MesajKonu: Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi)   Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Icon_minitimeSalı Şub. 16, 2010 8:03 pm

İnkârcıların
bitişiğindeki yeni bir kapının önündeydiler. Artık cehennemin en alt
tabakasına çok az kalmıştı. Bunlar hemen hemen birbirine yakın grup
sayılırlardı. İşte en altın yanındaki kapının üzerinde de şöyle
yazıyordu;

“Siz
ve Allah'ın dışında taptığınız şeyler cehennem yakıtısınız. Siz oraya
gireceksiniz. Eğer onlar birer tanrı olsalardı oraya (cehenneme)
girmezlerdi. Hâlbuki hepsi (tapanlar da tapılanlar da) orada ebedî
kalacaklardır.” (Enbiya/98-99)İşte
Allah ve Resulleri ile alay ederek kendilerinde yeni tanrılar, putlar
ve tapılacak heykeller icat edenlerin buluştuğu mekân... Allah’a
karşı dik tuttukları başlarının ve kibirden Allah’ın huzurunda
eğmedikleri bedenlerinin yüz üstü sürüneceği ve ateş rüzgârlarıyla
dağlanacağı ve ateşten çukurlara alaşağı edilecekleri mekân…Allah’ı
birleyen peygamberlere karşı tanrılarının çokluğuyla övünenlerin
tanrılarının kendilerinden nasıl uzaklaştığını ve yalnızlığa mahkûm
edileceklerini görecekleri mekân… Kapı
yavaşça açıldı. İçeriye adımlarını attıklarında büyük cehennem
çukurlarının önünde yüz üstü yatmış garip insanlar gördüler. Kocaman
başlarına karşılık küçücük bedenleriyle sıralarının gelmesine bekleyen
kurbanlık koyunlar gibi duruyorlardı. Şimdi o koca başlarını
kaldıramıyor ve dünyada kendilerine yalvardıkları putları onlara zerre
kadar bile yardım edemiyordu. Tapılan putlar da sıralarını
bekliyorlardı. Ancak içlerinden cansız olanlar ve kendilerini tanrı
ilan edenler farklı farklı yerlerde duruyorlardı. Daha
azap başlamadan aralarında tartışma başlamış ve birbirini
suçluyorlardı. Tapanlar ve tapılanlar… Dünya serveti ve zenginliği
üzerine kurulu olan dostlukların düşmanlığa dönüştüğü yerdeydiler. Ne
tapanlar artık o heykellerini yapıp ta yücelttikleri varlıklara saygı
duyuyor ne de tapılanlar kendilerine tapanlardan dolayı
gururlanıyorlardı. Yüzlerinde suçluluk kasırgaları esiyordu.
Şirklerinden dolayı kararmış ve çirkin bir görünüm almış yüzleri
bakılacak gibi değildi.Ateşin
etrafında durmuş endişeli gözlerle çevrelerine bakıyorlardı.
Kendilerini kurtaracak o tanrı müsveddelerini bekliyorlardı. Ama
nafileydi bekleyiş ve kaçınılmaz son tam karşılarında durmaktaydı. Ateş
çukur…Bu
hakikat daha dünyadayken hatırlatılmış ama vahyin nefesine sağır
olanlar şimdi soluksuz bir şekilde azabı bekliyorlardı. İşte bu sıra
bir nida duyulur;“Nerede boş yere davasını güttüğünüz ortaklarınız?” (Enam/22)Allah
kendisine ortak koşulmasının anlamsızlığını her peygamberi ve kitabıyla
açıkça gündemleştirmişken, müşrikler bu hakikate görmezden gelmişlerdi.
İşte şimdi tanrı diye yalvardıkları varlıkların kendilerine yardım
etmesi isteniyordu. Ateşin
rüzgârları yalıyordu yüzlerini. Yavaş yavaş acı hissettiriliyordu.
Ancak müşrikler inkâr edemeyecekleri bu gerçeklik karşısında
kendilerini inkara yönelirler. Aslında böyle bir tanrılık iddiasında
bulunmadıklarını ve tek gerçek mabudun Allah olduğunu ikrar ederler;"Rabbimiz Allah hakkı için biz ortak koşanlar olmadık!" (Enam/23)Kendilerine
güvenip, peşinden gittikleri ve yoluna canlarını koydukları sözde
tanrılar ortalıkta görünmüyorlardı. Kendilerine yardımları
dokunmayanların başkalarına yardımı nasıl mümkün olabilirdi ki. İşte
onlar da ateş odunları olarak cehennemi tutuşturuyorlardı. Dünya
menfaati üzerine kurulu dostluklar ve tanrı gibi yüceltilen varlıklarla
yüceltenler ateşin karşısında tüm bağlarını koparmış ve birbirinden
uzaklaşmaya başlamışlardı. “Kötülere)
uyanlar şöyle derler: Ah, keşke bir daha dünyaya geri gitmemiz mümkün
olsaydı da, şimdi onların bizden uzaklaştıkları gibi biz de onlardan
uzaklaşsaydık! Böylece Allah onlara, işlerini, pişmanlık ve üzüntü
kaynağı olarak gösterir ve onlar artık ateşten çıkamazlar.”
(Bakara/167) Firavun,
Nemrut ve benzeri küfür önderleri dünyada kendilerinin tanrılığını ilan
etmiş ve insanların kendilerine tapmalarını istemişlerdi. İşte şimdi
gruplar hali,nde önderlerinin arkasında duranlar kahırlarından onlara
feryat ediyorlardı. Ama buradaki feryatları bir fayda sağlamayacaktı.
Çünkü dünyada hidayet önderleri kendilerine onların tanrı olamayacağını
ve hiçbir şeyin Allah’a denk tutulamayacağı sözlerini kulak arkası
etmiş ve onları yalanlamışlardı. Firavun ve benzeri önderlerde asla o
dünyadaki kibir görünmüyordu. Yüzleri kapkara kesilmiş atılacakları
ateş çukurları içinde çekecekleri azabın acısıyla kahroluyorlardı. Hele
peygamberlerden bazılarını Allah’a denk tutarak onu ilahlık mevkine
çıkaranlar yok mu onlar daha şiddetli bir azabın çevresinde
bekliyorlardı. Ateş hiddetinden neredeyse daha onlar atılmadan
yakalayacaktı. Ürkektiler. O dünyadaki cesaretlerinden eser kalmamıştı.
Şimdi peygamberlerden üzerinden nemalandıkları o çıkar ilişkisi sona
ermişti. Şimdi dünya hayal ediliyor ve pişmanlığın fayda vermediği
günde pişmanlık denizinde kürek çekiyorlardı;“Onların
ateşin karşısında durdurulup "Ah, keşke dünyaya geri gönderilsek de bir
daha Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan
olsak!"dediklerini bir görsen!”(Enam/27)Lanetler,
haykırışlar, inkârlar ve suçlamalar havalarda uçuşuyordu. Herkes
birbirini suçluyor ve bu kötü sonun karşısındakinden kaynaklandığını
iddia ediyordu. Hiç kimse kendi iradesi ve benliğinden kaynaklandığını
söyleyemiyordu. Sanki bu başlarına gelecek akıbeti değiştirecekmiş gibi
kendi kendilerini inkâr ediyorlardı. Ve
zaman gelmişti. Emir verildi! “Yüz üstü sürünün” korkudan bedenler
titremeye ve çırpınmaya başladı. Ama nafileydi bu çırpınışlar.
Zebaniler ellerindeki zincirleri savurmuş ve şirk kokan bedenlere
vurmuştu. Zincirler kemikleri kırarcasına ses çıkartarak bedenlerde
şakırdadı. Çekilen zincirlerin şiddetiyle kibirli tanrıcıklar bir bir
yere yüz üstü yapıştı. Allah’a secde etmeyen putperestlerin alınları
ise zebanilerin ellerinde ateşin hemen yanına eğildi. Allah’ı
birlemenin ve O’na secde etmenin fayda vermediği bir zamandı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.egitimtube.net
[B.C.A]Mr.UniqUe
Co-Admin
Co-Admin
[B.C.A]Mr.UniqUe


Zodyak Balık Mesaj Sayısı : 113
çin astrolojisi Keçi
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 33

Cüzdan
Seviye Seviye:
Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Imgleft0/0Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Emptybarbleue  (0/0)
Altın Altın:
Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Empty
MesajKonu: Geri: Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi)   Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi) Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 12:03 pm

Paylaşım için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forum.egitimtube.net
 
Kabirde İlk Gece(Putperestlerin Tanrılarıyla Mücadelesi)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
EgitimTube.Net :: Genel Kültür :: Dini Bilgiler-
Buraya geçin: