EgitimTube.Net
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EgitimTube.Net


 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İslamda Cenaze

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
yakan531
Moderatör
Moderatör
yakan531


Zodyak Yay Mesaj Sayısı : 207
çin astrolojisi Domuz
Kayıt tarihi : 16/11/09
Yaş : 28
celebimutfak.com

İslamda Cenaze Empty
MesajKonu: İslamda Cenaze   İslamda Cenaze Icon_minitimeSalı Şub. 16, 2010 7:10 pm

Gömülmemiş ve gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü. Ölüyü gömmek için
yapılan tören ve işlemler. İslâm bu tören ve işlemler ile ilgili olarak
bazı emir ve nehiyler getirmiştir. Genellikle bunlar sünnet ile sabit
olan ve Hz. Peygamber (s.a.s.) tarafından bizzat uygulanan ve bize
kadar intikal eden hususlardır. Ölüm döşeğinde can çekişme durumunda
olan kimseyi -kendine zorluk olmazsa- yüzü Kıbleye karşı gelmek üzere
sağ tarafa çevirmek sünnettir. Başını biraz yükselterek sırtı üstüne
yatırmak da caizdir.

Hasta can çekişiyorken ve gerçekten mümin
birisi ise ona yardımcı olmak, yakınları için bir gereklilik ve ayrıca
da sevaptır. Onun için yanında "kelime-i şehadet" getirmek ve
söylemesine yardımcı olmak sünnettir. Çünkü Rasûlullah (s.a.s.) şöyle
buyurmuşlardır:

"-Ölülerinize, Lâ ilâhe illallah "ı telkin
ediniz. Zira ölüm halinde onu söyleyen (bir mümin)'i bu kelime
Cehennem'den kurtarır. " "Son sözü Lâ ilâhe illallah olan kimse
Cennet'e girer. " (Müslim, Cenâiz, 1-2; Ebû Davud, Cenâiz, 16)

Hastanın
yanında şehadet getirilir ki o da hatırlayıp şehadet getirsin. Yoksa
ısrar ile sen de yap denilmez. Zira o anda zor bir durumdadır. Ona
zorluk çıkarmamalıdır. Bir defa da söylese yeter. Bu telkini, hastayı
sevenlerden biri yapmalıdır. Maksat hastada isteksizlik uyandırmamaktır.

Hasta
vefat edince ağzı kapatılır. Bir bez ile çenesi başından bağlanır.
Gözleri yumulur. Eller yanlarına getirilir. Bunu yaparken şu dua
okunabilir:

"Bismillâhi ve alâ milleti rasülillâh. Allahümme
yessir aleyhi emrahu ve sehhil aleyhi mâ ba'dehû ve es'id bi likaike
vec'al mâ harace ileyhi hayran mimâ harace anhu. "

Manası:
"Allah'ın ismiyle ve Rasûlullah'ın milleti (dini) üzerinde olsun.
Allah'ım, onun işini kolaylaştır, bundan sonrasını ona kolay eyle, onu
seni görmekle mutlu eyle. Dünyadan kendisi için çıkanı, kendisinin
çıktığı şeylerden hayırlı eyle."

Sonra ölünün üstüne bir örtü
çekilir. Öldükten sonra yıkanıncaya kadar yanında Kur'an okumak
mekruhtur. Öldüğü iyice anlaşılınca hemen yıkanır.

Cenaze'nin Yıkanması

Cenazenin
yıkanmasından gömülmesine kadar, yapılan işlemlere "teçhiz"
(hazırlamak) denir. İslâm'da, ölen kimsenin en kısa zamanda yıkanması,
kefenlenmesi ve cenaze namazının kılınarak toprağa verilmesi gerekir.
Bu konuda acele davranmak müstehabtır. Ölü şöyle yıkanır:

Yıkanacak
ölü teneşir veya yüksekçe bir yere sırt üstü konur ve diziyle göbek
arası bir örtü ile örtülür. Teneşir, ölülerin yıkanması için yapılmış,
sedire benzer yüksekçe bir tahta masadır: Erkek ölüleri erkekler, kadın
ölüleri de kadınlar yıkar. Ölüyü yıkayan kişiye birisi su dökerek
yardımcı olur. Ölüyü yıkamak, ona gusül abdesti aldırmaktır. Boy
abdesti* almasını bilen herkes ölüyü yıkayabilir; ölü yıkamanın
gerektirdiği ayrı bir bilgi ve dua yoktur.

Yıkayacak kişi eline
bir bez sardıktan sonra, ölünün avret yerini yıkayıp temizler. Bundan
sonra ölüye bir abdest aldırır. Abdest aldırırken ağzına, burnuna su
vermez, parmaklarıyla mesheder. Yüzünü, kollarını yıkar, başını
mesheder ve ayaklarını yıkar.

Bundan sonra ölünün üzerine su
dökülür, başı ile bedeni sabunlu su ile temizce yıkanır, sonra sol
tarafına çevrilerek sağ tarafı yıkanır. Bundan sonra sağ tarafına
çevrilerek,sol tarafı iyice yıkanır. Her âzâyı yıkarken üç defadan az
yıkamamak sünnettir. Suyun zor ulaşacağı organlar yıkanırken ovularak
yıkanmalıdır. Bundan sonra yıkayan kimse cenazeyi oturtur gibi
kaldırıp, kendisine doğru yaslayarak karnını ovalar; altından bir şey
çıkarsa, sadece orasını yıkayıp temizler, tekrar abdest aldırmaz ve
yeniden bütün vücudu yıkamaz. Böylece yıkama işlemi biten bir ölü havlu
veya benzeri şeylerle kurulanır ve kefenlenir. Sonra başına, yüzüne ve
sakalına güzel kokular sürülür, secde yerlerine kâfûr dökülür.
Yıkanırken ölünün saç ve tırnakları kesilmez. Ölünün kapalı bir yerde
yıkanması daha iyidir. Ölüyü, kendisine en yakın bir kimse veya ahlâki
iyi olan ve cenaze yıkamasını iyi bilen birinin yıkaması gerekir. Kadın
kocasını yıkayabilir. Fakat, yıkayacak hiçbir kadın bulunmamak gibi bir
mecburiyet olmadıkça erkek, ölmüş karısını yıkayamaz.

Şişmiş
olup dağılmak üzere bulunan ve dokunulması mümkün olmayan bir ölünün
üzerine sadece su dökülmesi yeterlidir. Yıkayan, cenazeyi yıkamaya
niyet ederek besmele çeker. Yıkama bitince: "Gufrâneke yâ Rahmân" yani,
"Ey merhametli Allah'ım bağışlamanı dilerim" der.

Müslüman
ölünün vücudunun bir parçası bulunması halinde, onu yıkamak konusunda
âlimler arasında görüş ayrılıkları vardır. İmam Şâfiî, Ahmed b. Hanbel
ve İbn Hazm, "yıkanır, kefenlenir ve üzerine namaz kılınır"
demişlerdir. İmam Şâfiî: "Bir kuş, Cemel vakasında Mekke'ye bir el
getirip attı. Parmağındaki yüzüğünden Mekkeliler onu tanıdılar. Bu eti
yıkayarak namaz kıldılar. Olay sahabenin huzurunda olmuştur"
demektedir. Ahmed İbn Hanbel der ki:

"Ebû Eyyûb, vücudun bir
ayağı varken, Ömer ise bir kemiği varken üzerlerine namaz
kılmışlardır." İbn Hazm: "Müslüman ölüsünden bulunan her şey üzerine
namaz kılınır; şehit değilse yıkanır, kefenlenir." demiştir. Bulunan
parça üzerine namaz kılmaya niyet edilir. Namaz ise hepsine, yani ceset
ve ruhu üzerine kılınır. İmam Ebû Hanife ve İmam Mâlik'e göre; "Eğer
yarıdan çoğu bulunursa yıkanır ve namazı kılınır; eğer bulunmazsa
yıkanmaz ve namazı kılınmaz."

Şehid'in Yıkanması

Savaş
alanında kâfirler tarafından öldürülen şehitler cünüp bile olsalar
yıkanmaz, sadece kefen olmayan uygun bir elbiseyle kefenlenir. Elbise
eksik gelirse tamamlanır. Sünnet kefeni üzere fazla gelen elbise ise
çıkarılır. Kanları ile gömülür. Kanlardan hiç bir şey yıkanmaz. Zira
Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Şehitleri yıkamayınız. Çünkü
her yara ve her kan damlası kıyamet günü etrafa misk kokusu yayar. "
Rasûlullah (s.a.s.), Uhud şehitlerini kanlarıyla defnetmeyi emretti.
Onları yıkamadılar ve namaz kılmadılar. İmam Şâfiî şöyle demiştir:
"Şehitleri yıkamamanın ve namazlarını kılmamanın nedeni, yaraları ile
Allah'a kavuşmaları içindir." Kanlarının kokusu, misk kokusu olunca
Allah'ın onlara olan bu ikramı, onları bu namazdan müstağni kılmıştır.
Bu durum, yaralar içinde savaşan ve düşmanın geri dönmesinden korkan,
bir an önce ailelerine kavuşmayı, ailelerinin de onlara kavuşmasını
arzulayan müslümanlara kolaylık sağlamıştır. Şehitlerin namazlarını
kılmamaktaki hikmet şudur: Namaz ölülere kılınır. Şehitler ise diridir.
Veya namaz bir şefaattir. Şehitlerin de buna ihtiyacı yoktur. Kâfirler
tarafından öldürülmeyen fakat cihat sırasında vefat edenler hakkında
şehit* sözü kullanılmıştır.

Ancak bunlar yıkanır ve namazları
kılınır. Rasûlullah (s.a.s.), hayatta iken, bunlardan ölenleri yıkamış;
müslümanlar da daha sonra şehid düşen Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali
(r. anhum)'yi yıkamışlardır.

Eğer su bulunmazsa ölüye teyemmüm
verdirilir. Allah'û Teâlâ şöyle buyuruyor: " Eğer su bulamazsanız
teyemmüm ediniz." (en-Nisâ, 4/43; el-Mâide, 5/6). Rasûlullah (s.a.s.)
"Yeryüzü bana mescid ve temiz kılındı." (Buhârî, Teyemmüm 1, Salat 56;
Müslim, Mesâcid, 3; Ebû Dâvud Salat, 24). buyurmuştur. Eğer ölü
yıkandığı zaman dağılma tehlikesi varsa yine teyemmüm verdirilir.
Yabancı erkekler arasında ölen kadın ile yabancı kadınlar arasında ölen
erkeğe de teyemmüm verdirilir. Ebû Dâvud ve Beyhâki'nin de Mekhûl'den
rivayet ettiği hadise göre; Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Kadın, kendisi ile beraber başka kadın olmadığı halde erkekler
arasında ölürse; erkek de kendisi ile beraber başka erkek olmadığı
halde, kadınlar arasında ölürse, her ikisine de teyemmüm ettirilir ve
gömülürler. Her iki durumda da su bulunmamış sayılır. "

Cenazenin Kefenlenmesi Ölü, yıkandıktan sonra, kefenin ıslanmaması için kurulanır.

Kefen
üç çeşittir: 1- Erkeğe göre, "kamis", boyun kökünden ayaklara kadar
olur. Yen ve yakası olmaz. Etrafı uygulanmaz. 2- "İzar" ile "Lifâfe",
baştan ayağa kadar uzun olur. Lifâfe en üste geleceği ve baş ve ayak
uçlarından düğümleneceği için izardan daha uzun tutulur.

Kadında
baş örtüsü ile göğüs örtüsü fazla olacağından kadında sünnet olan kefen
beş kattır. 3-Yeterli sayılan kefendir ki erkeğe göre izar ile
lifâfe'den ibaret olmak üzere iki kat, kadına göre ise bir de baş
örtüsü ile üç kattır. Ancak zarurete binaen kadın ve erkek için
"setre"; yeterli ne bulunursa ona sarılacak şeydir. Nitekim sahabeden
bir kısmı zarûretden dolayı sahip oldukları elbiseleriyle kefenlenip
defnolunmuşlardır.

Malın azlığı ve varislerin çokluğu söz konusu
olunca ikinci kefenleme; mal çok varisler az ise birinci tür kefenleme
yapmak sünnettir. Kefen-i zarûret ise hiçbir malı olmayan için
düşünülebilir. Zarûret olmadıkça tek kefene sarılmaz. Kefenin beyaz
pamuklu bezden olması daha faziletlidir. Yenisi veya yıkanmış olmasında
fark yoktur. Kefenler, içine ölü sarılmadan önce tütsülenir. Ancak
beşten fazla tütsülenmez.

Kadının saçları örgü edilerek göğsü üstünde toplanır. Onun üzerine başörtüsü yüzüyle beraber örtülür.

Cenaze Namazı

Gusledilmiş,
yıkanmış, temizlenmiş, musalla taşına konulmuş müslüman bir ölü için
müslümanların, abdestli ve Kıble tarafına yönelerek kıldıkları bir
namaz ve ölü için yapılan bir duadır. Cenaze namazı farz-ı kifâyedir.
Yani bir beldede bir kısım müslümanların bu namazı kılmalarıyla,
diğerlerinin üzerinden yükümlülük kalkar. Cenaze namazı hiç kılınmazsa,
o beldedeki bütün müslümanlar sorumlu ve günahkâr olur.

Cenaze
namazının şartı niyettir. Bu niyette, ölünün erkek veya kadın, küçük
erkek veya kız çocuğu olduğu belirtilir. İmam olan kimse; Allah
Teâlâ'nın rızası için hazır olan cenaze namazını kılmaya ve o cenaze
için dua etmeye niyet ederek, namaza başlar. Ayrıca imamlığa niyet
etmesi gerekmez. Cemaatten her biri de Allah rızası için o cenaze
namazını kılmaya ve onun için duaya ve imama uymaya niyet eder. Ölü,
erkek ise: "şu hazır erkek için", kadın ise; "şu hazır kadın için" diye
niyet edilir. Çocuklar için de bu şekilde niyet edilir. Cemaatten biri,
cenazenin erkek mi, kadın mı olduğunu bilmezse, "üzerine imamın namaz
kılacağı ölüye, imam ile beraber namaz kılmaya ve dua etmeye" niyet
eder.

Cenaze namazının rüknü tekbirler ve kıyâm'dır. Bu namazda
rukû ve secdeler bulunmadığı gibi Kur'an okumak ve teşehhüd de yoktur.
Şartları altıdır: Ölünün müslüman olması, kendisinin ve konulduğu yerin
temiz olması, cemaatin önünde bulunması, vücut azalarının çoğunun veya
başıyla beraber yarısının mevcut olması, arz üzerine konulmuş olması,
namaz kılacak kimsenin özürsüz olarak bir şeye binmiş veya oturmuş
olmaması. Cenaze namazında cemaat şart değildir. Yalnız bir müslüman
erkek yahut bir müslüman kadının kılması ile farz yerine getirilmiş
olur. Cenaze namazının sünnetleri dörttür.

1-İmam cenazenin göğsü hizasına durur. Bu namazda erkek, kadın, büyük ve küçük arasında fark yoktur

2-Birinci
tekbirden sonra "sübhâneke allâhümme" duasının "ve celle senâüke" kısmı
ile birlikte okunması lâzımdır. Dua kasdıyla fatiha okunması da
caizdir. İbn Abbâs cenaze namazında Fâtiha okumuş ve "bunun sünnet
olduğunu" bildirmiştir. (Buhârî, Cenâiz, Kıraetu Fâtihati'l-Kitab).
İmam Şâfiî'ye göre Fâtiha okumak farzdır.

3- İkinci tekbirden
sonra, Peygamber (s.a.s.)'e salât getirmek: "Allâhümme salli alâ
Muhammedin ve alâ âli Muhammed, Kemâ salleyte alâ İbrâhîme ve alâ âli
İbrâhîme inneke hamîdun mecîd." Sonra "bârik" duâsı okunur.

4-
Üçüncü tekbirden sonra ölüye, kendi nefsine ve müslümanlara dua etmek.
Duânın ahirete ait olmasından başka bir şart yoktur. Fakat Hz.
Peygamber'den nakledilen duâları yapmak daha güzeldir. Bu duâ da şudur:

"Allâhumma'ğfirlî
hayyina ve meyyitinâ veşâhidinâ ve gâibinâ ve zekerinâ ve unsânâ ve
sağîrinâ ve kebîrinâ. Allâhumme men ahyeytehû minnâ fe ahyihî
ale'lislâm ve men tevef feytehü minnâ feteveffehû ale'l-imân ve hussa
hâza'l-meyyite birravhi ve'rrâhati ve'f-mağfireti ve'r-rıdvân.
Allâhümme in kâne muhsinen fezid fî ihsânihî ve in kâne musîen
fetecâvez anhu ve lakkıhi'l-emne ve'l-büşrâ ve'lkerâmete ve'z-zülfâ bi
rahmetike yâ erhame'r-râhimîn."

Manası: "Allah'ım, dirimizi,
ölümüzü, burada olanımızı, olmayanımızı, erkeğimizi, kadınımızı,
küçüğümüzü, büyüğümüzü bağışla. Allah'ım, bizden yaşattığını İslâm
üzerine yaşat; öldürdüğünü iman üzerine öldür. Bu ölüye de sevinç,
rahat, mağfiret ve rıza ihsan eyle. Allah'ım, eğer (bu kimse) iyi
idiyse iyiliğini artır, eğer kötü idiyse kötülüklerinden geç. Onu
güven, müjde, ikram ve rahmetine yaklaştır. Ey merhametlilerin en
merhametlisi."

Eğer cenaze kadınsa, "ve hussa dan sonraki
zamirler müennes okunur." Hâzihi'l-meyite... in kânet muhsineten fe-zid
fr-ihsânihâ ve in kânet musîeten fe-tecâvez an seyyiâtihâ ve
lakkîhâ'l-emne... " gibi.

Duâyı bilmeyen kimse, sadece
"Allâhümmağfirlî ve lehû ve li'lmü'minîne ve'l-mü'minât (Allâhım, beni,
onu ve bütün inananları bağışla" der. Akıl hastası ve küçük çocuklar
için istiğfar edilmez. Çünkü onların günahı yoktur. Onlara Feteveffehû
ale'l-imân "dan sonra şu duâ ilâve edilir. "Allâhümme'c'alhu lenâ
feratan ve'c'alhulenâ ecran ve zuhran ve'c'alhu lenâ şâfian müşeffean"
Manası: "Allah'ım, onu bize ecir; mükâfat, ahiretimiz için yararlı kıl,
onu bize âhirette sözü geçen bir şefaatçı eyle."

Bu duâlardan
sonra imam dördüncü tekbiri alır, sonra önce sağ tarafa, sonra da sol
tarafa sesli olarak, cemaat ise gizlice selâm vererek namaza son vermiş
olurlar. Bu vacip olan selâm ile ölüye, cemaate ve imama selâm
verilmesine niyet edilir. Cenaze namazının başına yetişmeyen kimse
hemen iftitah tekbirini alıp imama uyar ve diğer tekbirleri imamla
beraber almaya devam eder. İmam selâm verdikten sonra geçirdiği
tekbirleri birbiri ardınca kaza eder, bu tekbirler esnasında herhangi
bir dua okunmaz. Birkaç cenaze varsa hepsine ayrı ayrı namaz kılma daha
iyidir. En erken getirilenin namazı önce kılınır. Hepsi birlikte gelmiş
ise halk nazarında daha faziletli olanın ki önce kılınır. Hepsine bir
tek namaz kılmak da yeterli olur. Bu takdirde cenazeler, geniş bir sıra
halinde dizilir ve imam bunlardan birisinin göğsü karşısında durarak
namaz kıldırır. Yahut cenazeler tek sıra hâlinde kıbleye doğru
uzunlamasına da konulabilir.

Namaz kılmak mekruh olan üç
vakitte, yani; güneş doğarken, tam tepedeyken ve batarken cenaze namazı
kılınmaz. Ancak, bu vakitlerde kılınmışsa kazası da gerekmez.
Kabristanda ve cami içinde cenaze namazı kılınmaz, ancak; imam ve
cemaatin bir kısmı cami dışında, bir kısmı da cami içinde olarak
kılmalarında bir mahzur yoktur. Namazı bozan şeyler cenaze namazını da
bozar.

Sağ doğup ölen çocuğun adı konulur, yıkanıp kefenlenir ve
namazı kılınır. Ölü doğan çocuğun adı konulur, yıkanıp bir bezle
sarılır ve cenaze namazı kılınmadan defnedilir. Ölen gebe kadının
karnındaki çocuk hareket ederse, kadının karnı yarılarak çocuk alınır.
Kasden ve zulmen ana veya babasını öldürenlerin, öldürülmüş eşkıya ve
yol kesicilerin namazları kılınmaz.

Cenazede cemaat şartı
olmamakla birlikte, cemaat sayısı ne kadar çok olursa, sevap da
çoğalır. Hz. Âişe, Rasûlullah (s.a.s.)'ın şöyle dediğini nakletmiştir:
"Bir cenazenin namazını yüz müslüman kılarak hepsi ona şefaat dilerse,
kendilerine o kimse hakkında şefaate izin verilir. " (Müslim Cenâiz,
58).

İbn Abbas (r.a.), Rasûlullah'ın şöyle buyurduğunu rivayet
etmiştir: "Bir müslüman öldüğü zaman, cenazesini, Allah'a hiç bir şeyi
ortak koşmayan kırk kişi tutup kaparsa, Allah kendilerine o kimse
hakkında şefaate izin verir. " (Müslim, Cenâiz, 59).

Namaz
kılınıncaya kadar cenazede hazır olan kimseye bir kırat, gömülünceye
kadar hazır bulunana da iki kırat sevap vardır. " İki kırat nedir?"
diye sorulunca, Hz. Peygamber (s.a.s.) "İki büyük dağ gibi" diye cevap
verir, yani iki büyük dağ kadar sevap verilir. (Müslim, Cenâiz, 52).

"Cenaze
defninde acele ediniz. Eğer bu ölü iyi bir kişi ise, bu bir iyiliktir.
Onu (bir an evvel kabirdeki) hayır ve sevabına ulaştırmış olursunuz.
Eğer bu cenaze iyi bir kişi değilse, bu da bir ferdir. Bir an evvel
omuzlarınızdan atmış olursunuz. " (Buhârî, Cenâiz, 52).

"Ey mü'minler! Siz ölüyü teşyî ediyorsunuz. Onun önünde, arkasında sağında, solunda yürüyünüz. "

Yukarıda
naklettiğimiz hadislerden de anlaşılacağı gibi, cenazeyi bekletmeden en
kısa zamanda toprağa vermek gerekir. Ölü hakkında iyi ve kötü şahitliği
Cenâb-ı Allah kabul eder. Bu münasebetle ölüleri hayırla anmak
sünnettir. Bir müslümanın cenazesinde bulunmak herkese farz-ı ayın
değilse de; mümkün mertebe çok sayıda cemaatin bulunması ölü için
rahmet ve bağışlanma vesilesidir. Ayrıca cenazeye katılan müslümana da
çok büyük bir sevap vardır.

Ebû Hüreyre'den rivayet edildiğine
göre, "Peygamber (s.a.s.), Necâşî'nin vefat haberini öldüğü gün vermiş,
ashabını namazgâha çıkartarak saf bağlatmış ve dört defa tekbir
almıştır." (Buhârî, Müslim),

Burada Necaşi, Habeş imparatoru
Ashama olup, Hicret'in dokuzuncu yılında vefat etmiş ve Allah Rasûlü
Medine-i Münevvere'de onun için ashabıyla, gıyabında cenaze namazı
kılmıştır. Bu uygulama, zaruret sebebiyle vukû bulmuştur. Hanefî ve
Mâlikilere göre gâibin cenaze namazını kılmak mutlak olarak caiz
değildir.

Hanefilere ve bazı fâkîhlere göre ölüm haberini hısım
ve akrabaya, eşe dosta bildirmek caizdir. Günümüzde bu duyuru,
müezzinlerin "salâh" okuyuşları ile yapılmaktadır.

Cenazenin Taşınması ve Defni

Cenazeyi
kabre kadar taşımak bir mümine yapılacak en son hizmetlerdendir. Bu
taşıma aynı zamanda bir ibadettir. Bilhassa namaz kılınan yerlerde,
mezarlıkla namaz kılınan yerin yakınlığı durumlarında cenazeyi vasıta
ile taşımak bu ibadeti terk etmek olur.

Sünnet üzere, cenazeyi
tabutun dört tarafından dört kişi tutarak taşır. Tabutun dört
tarafından onar adım taşımak müstehaptır. Daha çok taşımanın sevabı da
çoktur. Önce cenaze sağ ön tarafından, sonra sağ arka tarafından
taşınır. Sonra sol tarafına geçilerek sol ön ve sol arka tarafından
omuzlanır. Böylece her tarafından onar adım olmak üzere kırk adım
taşınmış olur. cenazeyi acele götürmek de müstehaptır. Zira o iyi bir
kişi ise kabirde karşılaşacağı iyi hâle bir an önce kavuşturulmuş olur.
Kötü bir kişi ise bir an önce şerrinden ve yükünden kurtulmuş olunur.

Cenazeyi
takip edenler, yolda lüzumsuz lâkırdı etmezler. Yüksek sesle
konuşmazlar. Hatta yüksek sesle zikretmez ve Kur'an okumazlar. Ölümü ve
ahireti düşünürler.

Cenaze kabre konacağında, kabre inen bir kaç
kişi cenazeyi alarak yüzü kıbleye karşı, başı batıya gelmek üzere sağ
yanına yatırırlar. Bu esnada: "Bismillahi ve ala milleti Rasûlillahi"
(Allah'ın adı ile ve Rasûlullah'ın milleti (dini) üzere derler. Kefenin
bürgüsünün baş ve ayak tarafındaki bağları çözerler. Kadını kabre
mahreminin indirmesi evlâdır.

Cenazenin arkasına, cesedi
toprağın sıkıştırmasından koruyacak taş, tahta gibi şeyler dizilir.
Sonra kabir, toprakla doldurulup örtülür. Bu arada kabir başında
Kur'an'dan bazı sûrelerin okunması mümkündür. Bu arada salih bir kişi
kalkıp ölünün baş tarafında ve yüzü hizasında durup ölünün anasının adı
ve ölünün adı ile üç defa "Yâ filan oğlu -kızı- filân" der ve aşağıdaki
telkinatı yapar: "Ey filân oğlu -kızı- filân... Dünyada iken Allah'tan
başka ilâh yoktur, Muhammed Allah'ın elçisidir, Cennet haktır, Cehennem
de haktır, öldükten sonra dirilmek de haktır. Şüphesiz kıyamet günü
gelecektir. Allah, kabirde olanları diriltecektir" diye yaptığın
şahitliği hatırla. Sen, Rab olarak Allah'a din olarak İslâm'a, Rasûl
olarak Muhammed'e önder olarak Kur'an'a, kıble olarak Kâbe'ye,
kardeşlerin olarak müminlere razı olmuştun. De ki:

"Allah'tan
başka ilâh yoktur, ona dayandım O, ulu arşın sahibidir." Ey Allah'ın
kulu de ki, "Allah'tan başka ilâh yoktur. De ki, Rabbim Allah'tır,
dinim İslâm'dır, Rasûlüm Muhammed (s.a.s.)'dir. Yâ Rabbi onu yalnız
bırakma. Sen, mülk verenlerin en hayırlısısın."

Ölünün evinde
yemek vermek, ölü sahibine başsağlığı dilemek, kabirleri zaman zaman
ziyaret etmek sünnettir. Başsağlığı dilemek üç gün içinde müstehaptır,
sonrası sünnete aykırıdır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://www.egitimtube.net
[B.C.A]Mr.UniqUe
Co-Admin
Co-Admin
[B.C.A]Mr.UniqUe


Zodyak Balık Mesaj Sayısı : 113
çin astrolojisi Keçi
Kayıt tarihi : 06/10/09
Yaş : 33

Cüzdan
Seviye Seviye:
İslamda Cenaze Imgleft0/0İslamda Cenaze Emptybarbleue  (0/0)
Altın Altın:
İslamda Cenaze Empty
MesajKonu: Geri: İslamda Cenaze   İslamda Cenaze Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 12:13 pm

Paylaşım için saol
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forum.egitimtube.net
Darq_phschopat
Admin
Admin



Zodyak Oğlak Mesaj Sayısı : 655
çin astrolojisi Yılan
Kayıt tarihi : 01/10/09
Yaş : 34
celebimutfak.com

İslamda Cenaze Empty
MesajKonu: Geri: İslamda Cenaze   İslamda Cenaze Icon_minitimePaz Şub. 21, 2010 1:27 pm

Güzel Paylasım +rep.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://forum.egitimtube.net
 
İslamda Cenaze
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» İslamda Cennet

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
EgitimTube.Net :: Genel Kültür :: Dini Bilgiler-
Buraya geçin: