“Namaz müminlere vakitli olarak farz kılındı” ayeti kerimesi gereğince
her namazın vaktinde kılınması farz-ı ayındır. Bu sebeple iki vakit
namazını bir vakitte kılmak Hanefi mezhebine göre caiz olmaz. Zira, iki
vakti bir arada kılmak, ya birini vakti girmeden kılmak veya vakti
çıktıktan sonra kılmak yoluyla olur. İkisi de sahih değildir. Vakti
girmeden namaz kılınmaz. Namazı vaktinden sonraya da bırakmak caiz
değildir. Eda yerine geçmez.
Bu kaidenin yalnızca hacılara özel olmak üzere iki istisnası vardır.
Biri Arafat’da takdim cem’i, diğeri Müzdelife’de tehir cem’i. Çünkü
Peygambe Efendimiz buralarda namazlarını iki vakti birleştirerek
kılmışlardır.
Arefe günü Arafat’da ikindi olmadan öğlenin farzından sonra ikindi
namazı kılınır. Büyük bir cemaatle imamın arkasında kılınan bu namaz
için, tek ezan ve biri öğle, diğeri ikindi için olmak üzere iki kamet
okunur. İki namaz arası böyle ayrılmış olur. Arada nafile ve sünnet
namazları da kılınmaz.
Bu namazı büyük cemaatle, imam arkasında kılmak zarureti İmamı Azama
göredir. İmameyn, hacının tek başına da cem yapabileceği görüşündedir.
Müzdelife’de ise, o günün akşam namazı yatsı namazı ile birlikte yatsı
vaktinde, tek ezan ve tek kametle kılınır. Burada her iki namazın vakti
de girmiş olduğundan ikinci namaza başladığını bildirmek için ikinci
kamete ihtiyaç görülmemiştir.
İmam-ı Şafii ye göre, yolculukta öğle ile ikindi ve akşam ile yatsı
namazlarını hem takdim ve hem de tehir etmek suretiyle kılınabilir.